BilimSeyahat

Ayasofya’nın tarihi ve yapılışı

Google News

Günümüze dek Ayasofya hakkında yüzlerce kitap, binlerce yazı, onlarca belgesel çekilip yazıldı ancak o gizli sır henüz çözülmüş değil. Daha önceden kaleme aldığımız Ayasofya’nın Gizli Sırları yazısı ve Fatih Sultan Mehmet ve Ayasofya yazımızdan sonra bu kez de Ayasofya’nın serüveni konulu yazımızla devam ediyoruz.

İlk Ayasofya’nın yapılış tarihi

eski ayasofya
Eski Ayasofya Çalışması | Görsel Kaynak:hdwallpapersbuzz.com

Birinci Ayasofya’nın ilk inşaatı, Büyük Konstantin (Bizans’ın ilk imparatoru l. Costantinus) tarafından başlatılmıştır. 337 – 361 yılları arasında tahta oturan oğlu Costantinus tarafından tamamlanmıştır. O dönemde ibadette açılmış,  gümüş kaplı perdelerle süslü adı ‘Büyük Kilise’ olarak Artemis Tapınağı üzerine inşa edilmiştir. Birinci Ayasofya, Geleneksel Latin Mimarisiyle çatısı ahşap şekilde yapıldı.  Halk İsyanları sırasındaki yağmaya kadar ibadete açık kalmıştır.

İkinci Ayasofya

İlk kilisenin isyanlarda yıkılıp yakılmasından sonra İmparator ll. Theodosius, bugünkü Ayasofya’nın bulunduğu yere ikincisi yaptırmıştır. Açılış yine onun döneminde 10 Ekim 415’de gerçekleşmiştir. Mimar Rofinos tarafından inşa edilen ikinci Ayasofya,  yine bazilika planlı çatılı ve beş neftliydi. Bu yapı Nika Ayaklanması sırasında yakılıp yıkılmıştır. Bugünkü Ayasofya’nın bahçesinde bazı kalıntıları bulunmaktadır.

Üçüncü Ayasofya

İkinci Ayasofya’nın 23 Şubat 532’deki yıkımından bir kaç gün sonra l. Justinyen, öncekinden tümüyle farklı daha büyük, gösterişli ve görkemli bir yapı yapmaya karar verir. Mimar olarak Fizikçi Miletli İsidoros ile Matematikçi Trallesli Anthemius’u görevlendirir.  Justinyen, efsaneye göre hazırlanan hiçbir taslağı beğenmez. Bunun üzerine İsidoros, rüyasında gördüğü bir çizimi taslak olarak çizer.  Çizimi gören İmparator, çizime hayran kalıp bu çizimin inşa edilmesini emreder.

hagia sophia
Hagia Sophia | Görsel kaynak:rangirangi.com

Yapı için malzemenin hazırlanması uzun süreceği için imparatorluk topraklarında yer alan yapı ve tapınaklardaki yontulmuş hazır malzemelerden yararlanır. Yapıda Efes’teki Artemis Tapınağı, Mısırdaki Güneş Tapınağı ve daha birçok tapınaktan getirilen sütunlar kullanılmıştır. Bu sütunların altıncı yüzyıl olanaklarıyla nasıl taşınabildiği halen merak konusudur. Ayrıca Anadolu’nun bin farklı yerinden getirilen taşlar da inşa sırasında kullanılmıştır. 532’de başlayan yapı, 27 Aralık 537’de tamamlanır. Ayasofya, o zamana kadar en büyük yapı olarak kabul edilen Süleyman Tapınağı’ndan daha büyük olduğundan İmparator halka yaptığı konuşmasında; ‘Ey Süleyman seni yendim’ demiştir.

Kilisenin ilk mozaiklerinin yapımı 565- 578 yılları arasında tamamlanmıştır. Mozaiklerle yapılan ışık oyunları, dâhiyane mimariyle birleşerek büyüleyici atmosfer yaratmıştır. Bu Atmosfer, İstanbul’a gelip Ayasofya’yı ziyaret eden yabancılar üzerinde öyle etkiler bırakmış ki Ayasofya’yı ‘dünyada tek’ olarak nitelendirmişlerdir. Yüzyıllarca Konstantinopolis Ortodoksluk Patriğin merkezi olan Ayasofya, aynı zamanda Bizans’ın taç giyme törenleri gibi İmparatorluk törenlerine de ev sahipliği yapmıştır.

Dördüncü Haçlı Seferleri

Ayasofyanın Tarihi
Ayasofya’nın Tarihi | Fotoğraf:winkatturkey.com

4.Haçlı seferi sırasında Haçlılar, İstanbul’u ele geçirir ve şehirde büyük bir yağma yaparlar. Kutsal emanetlere el koyup ve birçok değerli eşyayı beraberlerinde ülkelerine götürürler. Son Latin istilası sonrası Ayasofya, Roma Katolik Kilisesine bağlı bir katedrale dönüştürülür ve 16 Mayıs 1204 ‘de Latin İmparatoru l. Boadouin, imparatorluk tacını Ayasofya’da takar.

Son Bizans Dönemi

Ayasofya, 1261 yılında tekrar Bizanslıların eline geçtiğinde yağmaya uğramış ve harap olmuş bir haldeydi. 1317’ de yapım giderleri İmparator’ un ölen eşinin mirasından karşılanarak binanın kuzeydoğu kısımlarına 4 adet istinat duvarı yapıldı. 1344 Depreminde hasar kubbesi hasar gördü, 19 Mayıs 1346’da çeşitli kısımları çöktü. Bu zamandan sonra da bir daha eski ihtişamına kavuşamadı.

Osmanlı Cami Dönemi

Ayasofya Camii
Ayasofya – İstanbul / Türkiye | Görsel Kaynak:deviantart.net

İstanbul’un 1453’de Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra Ayasofya Kilisesi, derhâl camiye dönüştürülmüştür. Ayasofya harap haldeydi, Fatih Sultan Mehmet derhâl buranın temizlenip camiye çevrilmesini emretti. Ayasofya’ya özel bir önem veren Fatih,  Ayasofya’nın ismini değiştirmedi, ilk minaresi onun döneminde inşa edildi. Minarelerin biri de ll. Beyazıt döneminde eklenmiştir.

Mimar Sinan Dönemi

Ayasofya,  ll. Selim döneminde (1566 – 1574)  en büyük desteği görmüş diyebiliriz. Çünkü dünyanın ilk deprem mühendislerinden biri olan Mimar Sinan tarafından istinat duvarları, kubbeye destek amaçlı kemerler, binaya iki geniş minare ve bahçe kısmına ll. Selim türbesi (1577) yapılmıştır. 1600 yıllarda ise lll. Murat ve lll. Mehmet’in türbeleri eklenmiştir.

Fossati Dönemi

Ayasofya İçi Hat Levha

Ayasofya’nın Osmanlı dönemindeki en ünlü restorasyonu, Sultan Abdülmecid döneminde yapılmıştır. Tarihe Fossati Restorasyonu olarak geçen onarım süreci, 1847 ile 1849 yılları arasında gerçekleşmiştir. Fossati, binanın içindekileri yeniden elden geçirdi, üst galerideki mozaiklerin üstünü temizleyerek yeniden çizdi. Ayasofya Camii, Osmanlı döneminde sürekli yenilerek ibadete açık olmaya devam etmiştir.

Müze Dönemi

Osmanlı’nın zayıflamasıyla binaya yeterince destek verilmemeye başlandı. Savaş zamanı, savaştan kaçanların orada barınması ve askerlerin burayı bir askeri üst olarak kullanması Ayasofya’ya büyük zarar verdi. Cumhuriyet döneminde 1930 – 1935 yılları arasında halka kapatılan Ayasofya’ya restorasyon yapılmasına karar verildi. Ayasofya’da Mustafa Kemal Atatürk ün emriyle bir dizi çalışma yapıldı. Daha sonra Bakanlar kurulunun 24 Kasım 1934 tarihi 7/ 1589 sayılı kararıyla müzeye çevrildi, günümüzde halen müze olarak hizmet vermektedir.

Gece Ayasofya Sahur

ÖNEMLİ: Temmuz 2016’da Ayasofya’da düzenlenen Kadir Gecesi Programında, 85 yıl aradan sonra ilk defa sabah ezanı okundu. TRT Diyanet kanalının Ramazan ayı boyunca ’Sahur’ adlı Programı Ayasofya’dan gerçekleştirmesi Yunanistan tarafından tepkiyle karşılandı. Ekim 2016 ‘da Müze’nin ibadete açık olan Hünkâr Kasrına Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından uzun bir aradan sonra asaleten imam atandı. Günümüzde cami mi? Müze mi? ikilemi arasında gidip gelen Ayasofya’nın son halinin ne olacağı merak konusu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu