Göbeklitepe hakkında tarihi bilgiler
Şanlıurfalı bir tarım işçisinin tarlasında, daha sonra antik bir tapınağa ait olduğu anlaşılan kalıntılar bulmasıyla Göbeklitepe gizemli tarihi yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Göbeklitepe‘nin tarihsel zaman aralığının Mısır Piramitlerinden daha eski olduğu düşünülmektedir. Ayrıca İstanbul’da bulunan Ayasofya Camii’nden daha geniş bir alanda yer almaktadır. Arkeolojik çalışmalar bu tapınağın geçmişinin cilalı taş devrine kadar uzandığını göstermektedir.
Kalıntılar da bulunan tuhaf tasvirler ve esrarengiz şekiller, bu tapınakta daha önce keşfedilmemiş bir inancın varlığını gözler önüne sermektedir. Peki, cilalı taş devrinde yaşayan insanlar hangi düşünceyle devasa bir tapınak inşa etmiş olabilir? İşte, göbeklitepe tarihi hakkında bilinmesi gerekenler.
İçindekiler
Göbeklitepe tapınağı
Binlerce yıl önce inşaa edilen bu esrarengiz tapınak kendisinden yıllar sonrasında ki uygarlıklara ışık tutmaktadır. İnsanoğlunun, avcı toplum ve göçebe hayattan tarım ve yerleşik hayata geçiş yapmasıyla birlikte medeniyet anlamında ilerlemesi çok hızlı bir şekilde olmuştur. Ancak Göbeklitepe tapınağı‘nın medeniyete geçiş döneminden çok eski zamanlarda inşaa edilmiş olması, çok ilginçtir.Tarım devrimi ve yerleşik hayata geçiş medeniyetin başlangıç olarak kabul ediliyor.
Göbeklitepe nerededir?
Göbeklitepe, peygamberler şehri hatta dünyada ki her beş kişiden üçünün inançlarının temelinin başladığı yer olarak kabul edilen Urfa’da bulunmaktadır.
On iki bin yıl önce yapılan bu antik tapınakta enteresan vahşi hayvan figürleri, sayısız sütunlar ve gizemi çözülemeyen kireç taşından yapılmış kapısız odalar bulunmaktadır. İlginç olan ise bu sütün ve hayvan figürleri hala bozulmadan durmaktadır.
Göbeklitepe tapınağı hemen hemen on beş yirmi adet futbol sahası genişliğinde bir alanı kaplamaktadır. En fazla alanı dört farklı büyüklükteki odalar kaplamaktadır. Bu yapının en ilginç özelliği, yerleşik düzene geçildikten sonra icat edilen aletler henüz var olmadığı için tamamen insan gücü kullanılarak yapılmıştır. O yıllarda ne yazı ne de tekerlek icat edilmişti.
Genel özellikleri
Her bir sütunun 24 ton ağırlığında olduğu düşünülecek olursa, Bu toprağın yapılması için binlerce insanın iş gücüne ihtiyaç duyduğu gibi bir gerçek ortaya çıkmaktadır. O kadar zor şartlarda insanların sadece karınlarını doyurmak gibi amaçları olduğu dönemde asıl soru Göbeklitepe’nin nasıl inşa edildiği değil, hangi amaçla inşa edildiği.
T sütunların ön plana çıktığı antik tapınak cilalı taş devrinde ki insanların inançlarını temsil ediyor gibi görünmektedir. T şeklindeki bu sütunların üzerine çok farklı vahşi hayvanların figürleri işlenmiştir.
Kazı çalışmalarında elde edilen insan kafatasları, burada dini ayinleri akıllara getirmektedir. Ancak arkeologların ellerinde Göbeklitepe’de insan yada hayvan kurban edildiğine dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Bir kişi öldükten bir süre sonra toprak altından kafatası çıkartılıyor ve bu kafatasının üzerine belirli figürler çizildikten sonra T sütunların üzerine konulup ölen kişinin hatırasına yaşatmaya çalışıyorlar.
Göbeklitepe inşa edilmeden önce tek amaçları yiyecek bulmak olan insanların yapmış oldukları tapınaktan sonra öncelikleri arasına bu tapınakta inanç sistemlerini geliştirmek girmiştir. On iki bin yıl önce avlanan ve göçebe olarak yaşayan insanların yapmış oldukları bu tapınak zamanla onların tanrıya ulaşım araçları olmuştur.
