Bilim

Nükleer savaş ve Ay’a kaçış…

Google News

Dünyanın en yetenekli bilim insanları ve aileleri Ay’a yerleşmişti. Bir gün küle dönen dünyayı yeniden yaşanabilir kılmak için çalışacaklardı…

Amazon’un kurucusu ve çoğu insana göre gelmiş geçmiş en başarılı girişimci olan Jeff Bezos, 2000 yılında uzay şirketi Blue Origin’i kurmuştu.

Elon Musk da 2002 yılında SpaceX’i kurmuştu.
Her ikisinin de amacı insanlık için güvenli bir yaşam alanı oluşturmaktı.

Çünkü dünyadaki savaşlar bitmek bilmiyordu ve liderler gelişen teknolojiyle beraber kendi egoları için milyonlarca insanı kolaylıkla öldürebiliyordu.

Liderlere sorsan elbette her biri kendi halkının çıkarlarını koruyordu…

Bezos ve Musk gezegendeki en akılcı darbeyi planlamışlardı.

İletişim kurulamaz megolaman politikacılara, “yapmayın, etmeyin” demek yerine, insanlık için yeni bir başlangıç planlamak üzere harekete geçmişlerdi.

Elon Musk Mars’ta, Jeff Bezos ise Ay’da yeni birer koloni kuracaktı.
Ağır sanayiyi Ay’a taşıma düşüncesiyle uzay işine girişen Bezos, zaman içinde daha fazlasını yapması gerektiğini anlamıştı.

Dünyanın sonu gerçekten yakındı

Bezos oldum olası sorardı kendine zaten; politikacılar çok zeki olmamalarına rağmen neden en fazla izlenilen ve takip edilen olurlar ki? Aslında hizmet sektöründen birisi toplumda ne kadar itibar görüyorsa en fazla o kadarını hak ediyordu politikacılar…

Elon Musk ve Jeff Bezos her zaman bir yarış içinde görülürdü. Projeleri her zaman kıyaslanırdı.

Ancak gerçek farklıydı.

Her ikisi de ölümsüzlüğün peşindeydi ve bunu uzayda bulmaları daha muhtemeldi.

Ölümsüzlüğü ya da yaşlanmayı geciktirici bir çözümü bulduklarında onları görecek insanlara ihtiyaç duyuyorlardı…
Her ikisi de hafızalarını ve yaşam kodlarını yapay zeka ile yedeklemek istiyorlardı.

Daha doğrusu ölümlü bir bedenden sonsuza dek var olabilecek bir robota aktarmak işlerine geliyordu. Çok zenginlerdi ve hayal güçleri inanılmazdı…

jeff bezos

Bezos ölümsüzlüğü bulamamıştı ama 3,5 aydır Ay’da ailesiyle birlikte yaşıyordu.

Dünya’nın en zengin adamı unvanıyla gezegeninin yok oluşunu izlemişti Bezos.

Birleşmiş Milletler Güney Çin Denizi Savaşı hakkında olağanüstü toplanmıştı.
Bir Kuzey Kore yük gemisine el konmasıyla başlayan gerginlik aylar içinde tehlikeli sürtüşmeler getirmişti.

Sonucunda NATO Güney Kore’deki radarları olağanüstü konuma getirmişti….

İlk can kaybı, ilk misilleme, misliyle misilleme…. Klasik hikaye. İnsanlar hızla öldürmeye programlanmış gibiydi. Her nasılsa doğuştan kan davası vardı bu yaşam formu arasında…

Savaşın genişlemesinin ardından NASA olağanüstü toplanmış ve Blue Origin ve SpaceX’in acil koduyla ilettiği bütün fırlatmak projelerine onay vermişti.

Bunda Paris’e atılan nükleer bombaya karşılık Hong Kong’un dümdüz edilmesi etkili olmuştu şüphesiz.

Dünyadaki iki blok birbirine amansızca saldırırken Bezos, Blue Origin’deki mühendislerine, “Dünyanın yedeklemesini birkaç ay içinde yapmak zorundayız” demişti.

Blue Origin çalışanları ve aileleri Texas’taki operasyonel fırlatma tesislerinin yakınlarına yerleştirilmişti. Dünyanın en yetenekli bilim insanları da ailelerini ve teçhizatlarını alarak Texas’a hareket ediyorlardı.

Bereket versin ki, Çin Denizi Savaşı öncesinde Ay’da inşa edilmesi planlanan oksijen kalkanı, müstakil yaşam ve üretim tesisleri araştırmaları sona ermişti. Sistem oturmuştu ve taşımalar süratle başlayabilirdi.

Savaş başlamadan hemen önce Ay’daki ilk kasabanın montajı tamamlanmıştı bile.

Bezos’un basireti burada çok belirleyiciydi.

Tüm roketleri ve kapsülleri tam kapasite Ay’a yük taşımaya yolluyordu. Bunu yaparken de elindeki insan kaynağından öne çıkanlarla daha büyük ve hızlı ulaştırma çözümleri hakkında projeleri hızlandırmalarını istemişti.

İşte bu projelerden bir tanesi savaşın başladığı günlerde başarıyla test edilmişti.

Kapsül EX ile 5 konteyner dolusu yük atmosfere birkaç saatte, Ay’a ise dünya zamanıyla iki günde ulaştırılabiliyordu. Kapsülün, Ay’da inşaasını 2026 yılında tamamladıkları Moon’s Shine merkezine kenetlenmesi günler sürse de Kanadalı kolu 8 tane idi.

Savaş kızıştığında dünyadan işe yarar ne buldularsa Ay üssüne yolladılar.

Kuzey Kore nükleer ☢ füzelerini ateşlediği sıralarda Bezos fırlatma merkezindeki son personeliyle beraber geri sayımı bekliyordu.

Washington’a gelen nükleer füzelere karşı Amerika’nın elbette savunma sistemleri vardı. Ancak Çin, Rusya ve Hindistan da Kuzey Kore’yle eş zamanlı bu çılgınlığa katılınca sistemler en fazla 12 dakika dayanabilmişti. Texas, yani fırlatma tesisi Washington’a oeş peşe inen 3 atom bombasıyla kavrulurken Bezosuerden 7 fit yükseklikte bu korkunç manzarayı seyrediyordu.

İletişime geçen biri olduğunu haber verdiklerinde çok heyecanlanmıştı.
Arayan hergele Elon Musk idi. Başardığına çok sevindim diyordu.

Geldikleri noktada dünyada 60 yıl içinde temizlenmesi zor bir atmosfer, tohum bitmez toprak, zehirli okyanuslar ve kanserli hastalar kalmıştı.
Üstelik patlayan nükleer bombalar ne ilkti ne de son. Dünyadakiler intikam almayı severdi. Doğal ekosistemin iyileştirilmesi pek fazla umurlarında olmayacaktı.

uzayda yaşam

Bezos Ay’da şunları inşa edebilmişti

  • 3 Kasaba (1560 lojman)
  • 2 Hastane
  • 2 cok amaçlı fabrika(İçinde 210 tane farklı türde 3d yazıcı bulunan)
  • 6 adet Nuh’un gemisi ekosistemi(her hayvan türünden ikişer adet)
  • 2 hektar yosunlaşma sağlanmış tarım arazisi
  • 7 adet uzay mekiği (Dünyaya ya da SpaceX’in kolonilerinin bulunduğu Mars’a ulaşıma imkanına sahip)

Son iki yıldır dünyadan işe yarar ne bulursa toplayıp Ay’daki koloniye taşıyordu.

Sonuç olarak yeni yaşam Ay’da yükseltiyordu.
İki okul ve iki fabrika barındıran Ay’da 8000 insan yaşıyordu.

Güneş enerjisini kullanan 100 yıl ömürlü yenilenebilir enerji sistemi ve bir de enstitü vardı.

Dünyanın en yetenekli bilim insanlari ve aileleri Ay’a yerleşmişti. Bir gün küle dönen dünyayı yeniden yaşanabilir kılmak için çalışacaklardı…

10 Mayıs 2019
Sultanbeyli
Musab Turan

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu